Devlet, üniversite ve sivil toplum örgütü işbirliğiyle üçlü sacayağı modelini başarıyla uygulayan İstanbul İli Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sezai Ural, birliğin Çatalca’da ki merkez ofisi ve laboratuvar açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Bu birliğin mayasının atıldığı o günden aldığımız sinerji ile bugüne geldik. Sermaye olarak inanç, destek ve bir fotokopi kağıdı ile bir kalemimiz vardı. Biz bu işi nasıl yaparız, nasıl daha faydalı yaparız diyerek bugünlere geldik” ifadeleriyle memnuniyetini dile getirdi.
İstanbul İli Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği merkez ofisi ve laboratuvar Çatalca’da düzenlenen törenle hizmete açıldı.
Çatalca Halk Eğitim Merkezi’nde yapılan açılış törenine; Silivri Kaymakamı ve Çatalca Kaymakam Vekili Faruk Bekarlar, Çatalca Belediye Başkam Yardımcısı Erhan Güzel, İstanbul İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hamit Aygül, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Hayvancılık ve Su Ürünleri Daire Başkanı Dr. Ali Ayar, Hayvancılık Genel Müdürlüğü Islah Daire Başkanı Dr. Bekir Ankaralı, Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Biyometri Genetik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Soysal, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı Prof. Dr. Ömür Koçak, Ak Parti Çatalca İlçe Başkanı Selim Güçbilmez, CHP İlçe Başkanı Halil Gök, MHP İlçe Başkanı Ertuğrul Ölçer, İstanbul Büyükşehir Belediye Gıda Tarım ve Hayvancılık Dairesi Veteriner Hizmetleri Müdürü Muhammet Nuri Coşkun, Arnavutköy İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mürsel Varan, Çatalca İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Kadir Güngör, Silivri İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Kemal Benli, Çatalca Halk Eğitim Müdürü Taner Çelenk, Çatalca Gençlik Merkezi Müdürü İsmail Tüfekçi, MHP Arnavutköy Belediye Meclis Üyesi Recai Koç, CHP Çatalca Belediye Meclis Üyesi Süleyman Oğuz Seçilmiş, Ak Parti Çatalca Belediye Meclis Üyeleri Ömer Engin ve Tuba Geçmez, Çatalca İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü İlhan Tekçe, Büyükçekmece Ziraat Odası Başkanı Sezgin Erçağ, Arnavutköy Ziraat Odası Başkanı Halil Şenel, Çatalca Ziraat Odası Başkanı Seyit Çetin, Çatalca Muhtarlar Derneği Başkanı Halil Aydın, Çatalca Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Sacit Şık, Çatalca Merkez Avcılar ve Atıcılar Spor Derneği Başkanı Hüseyin Bükülmez, Tekirdağ İli Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği Mustafa Bostancı, Arnavutköy Merkez Mahalle Muhtarı İrfan Yıldırım, Yassıören Mahalle Muhtarı Abdulkadir Atay ve Çilingir Mahalle Muhtarı Cabir Şenel, Serra Biyoteknoloji Genel Müdürü Murat Sefa Ergün, İstanbul Kalkınma Ajansı izleme uzmanı Cüneyt Genç ile çok sayıda muhtar ve hayvancılık sektörünün önde gelen isimleri katıldılar.
“Örgütlenmek ve hep beraber olmak bizleri daha iyi noktaya getiriyor”
İstanbul İli Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sezai Ural yaptığı konuşmada, “2010 yılında birliğimizin kuruluşu için bir toplantı yaptık. O fotoğraftaki olan insanlar tamamen manda yetiştiricilerinden oluşan bir topluluktu. Bu birliğin mayasının atıldığı o günden aldığımız sinerji ile bugüne geldik. Sermaye olarak inanç, destek, bir fotokopi kağıdı ile bir kalemimiz vardı. Biz bu işi nasıl yaparız, nasıl daha faydalı yaparız diyerek bugünlere geldik. 5 yıl içersinde ciddi anlamda mandaları %99 kayıt altına aldık. Sorunları masaya yatırdık. Ardından ilçe belediyeleri, Büyükşehir belediyeleri, Ankara’da bakanlık düzeyinde yetkililerle sorunları görüştük. Başarılı olduğumuz nokta da var olamadığımız noktada var. Bizim yaklaşık 13 bin civarında manda sayımız var. 250 işletmeden ibaret. Türkiye’de en kalabalık manda popülasyonu İstanbul’da var. Ekonomiye katkısı açısından yine İstanbul. Bizlerin vizyon anlamda halk dilinde manda sığır projesi 5. yılı doldurmuş durumda. 5 yıl içersinde manda sahiplerine maddi destek aldı. Sadece para almaktan ziyade biz daha iyi nasıl yaparız, biz daha iyi nasıl üretebiliriz, yaptığımız toplantılarda biz üreticilere ne verebiliriz bunları düşündük. Üçlü sacayağı modelini uyguladık. Devlet, üniversite ve sivil toplum örgütü. Bu üçlü sacayağı modelinde iyi bir denklemi oluşturarak iyi bir duruma geldik. İstanbul Kalkınma Ajansı’nın çok katı kurallarına rağmen tarım ve hayvancılık başlıkları olmamasına rağmen yaptığımız projenin en büyük ayağı olan laboratuvarı hak ettik. Örgütlenmek ve hep beraber olmak bizleri daha iyi noktaya getiriyor” diye konuştu.
“ Bu proje sayesinde sağlıklı süt ve bilinçli üreticiler oluşacak”
Daha sonra bir konuşma yapan Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. İhsan Soysal ise, “Bugün burada bulunmamızın bir nedeni de belki de Türkiye’de ilk kez hayvan sağlığı, tüketici sağlığı konusunda bir birliğin ilk kez İstanbul Kalkınma Ajansına başvurup sağlığı ve insan tüketimindeki önemli bir proje oluşu. Bugünlerde süt ve süt ürünleri ile ilgili çok söylentiler var. Türkiye’de süt fiyatları çok arttı, çok azaldı gibi. Biz ilk önce şunu sorgulamalıyız. Yeterince süt üretiyor muyuz? Tükettiğimiz süt acaba sağlıklı üretiliyor mu? Biliyorsunuz kalitelinin çeşitli tanımları var ama kalitenin herkesin kabul ettiği tanıtımı da önceden belirlenmiş normlara uygunluk derecesi. Bu normlar artık belli. Bu proje sayesinde sağlıklı süt ve bilinçli üreticiler oluşacak” dedi.
“İstanbul’un diğer sektörlerde olduğu gibi tarım ve hayvancılıkla da bilinmesini sağlayacağız”
İstanbul İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hamit Aygül İstanbul’da tarım ve hayvancılık konusunda çeşitli kanatlar olduğunu belirterek, “İstanbul’da tarım olur mu, hayvancılık olur mu gibi bir kanaat var. Yapılan çalışmalarla bu kanaati değiştirdik. İstanbul Türkiye’nin en önemli manda ili, en önemli su ürünleri merkezi, çiçekçilik yönünden en önemli illerinden biri olmaya doğru gidiyoruz. İstanbul halkı diğer sektörlerde olduğu gibi tarımda ve hayvancılıkta da Türkiye’nin önemli illeri arasında olduğunun bilinmesini sağlayacağız. Bu projede çok önemli bir proje. Çünkü siz ürettiğiniz şeyi bir tescil altına alamazsanız kalite belgesiyle belgeleyemezseniz günümüzde pazarlama imkanınız mümkün değildir. Çiftçilerimizin ürettikleri ürünlerin süt başta olmak üzere kaliteli olup olmadığı bu yapılan projede ortaya çıkacak” ifadelerini kullandı.
“İşbirliğine hazırız”
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü hakkında katılımcılara bilgiler veren TAGEM Daire Başkanı Dr. Ali Ayar, “Birliklerle ilgili bu projelere kalkınma ajanslarının, belediyelerin birçok yerde olumlu katkıları var. İstanbul’da da İstanbul Kalkınma Ajansı’nın da burada güzel bir örneği var. Hayvancılık konusunda büyükşehir belediyelerinde birimler oluştu. Bazen vatandaşa nasıl yönlendirilecek, nasıl katkıda bulunacağı konusunda. Genel müdürlük, il genel müdürlük ve birliklerimizle koordinatörlü olarak size yol gösterebiliriz. Bu konuda işbirliğine hazırız” diyerek yol gösterebileceklerini belirtti.
“Manda yetiştiriciliğine ilgi her geçen gün artmaktadır”
Hayvancılık Genel Müdürlüğü Islah Daire Başkanı Dr. Bekir Ankaralı konuşmasında, “1970’li yıllarda 1.000.000 olan manda sayımız 2010 yılında 85.000′ e düşmüştür. Bakanlığımızın destekleri ile bu sayı 120.000 civarına gelmiştir. Manda yetiştiriciliğine ilgi her geçen gün artmaktadır. İstanbul ilinde güzel şeyler oluyor. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.
“Kıymetini bilmek ve farkında olmak zorundayız”
Çatalca Kaymakam Vekili Faruk Bekarlar İstanbul’un bir çok konuda ön plana çıktığına atıfta bulunarak, “Bir dünya şehri düşünün tarihiyle, kültürüyle, turizmiyle, sanayisiyle bir çok konu da adı olan ünü olan bir şehir düşünün hayvancılıkta da tarımda da üretim kapasitesine sahip olması İstanbul’a değer katıyor. Bunun kıymetini bilmek ve farkında olmak zorundayız. Bu da aslında bu sektörde çalışan herkes için bir borç, bir görevdir” diyerek tarımın ve hayvancılığın İstanbul’a değer kattığını vurguladı.
“Protokol açılış kurdelesini kesti”
Seminer ve bilgilendirme toplantısı sonrasında tüm protokol açılış kurdelesini keserken, daha sonra merkez ofis ve laboratuvar için kurban duası yapıldı. İstanbul Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği’nin merkez ofisi ve laboratuvarını gezen heyet burada teknik personelden süt analiz makineleri ile ilgili bilgiler aldı. Program, Sofram Restaurant’ta gerçekleştirilen öğle yemeği ile son buldu.
