Yiğit, cesur ve kahraman Türk Milletine ; savaşlar bayramdır.
Kahraman kimdir , Kahramanlık nedir ? Kahramanı nasıl tanıyacağız? Bunca şarlatanlar, sahtekarlar, yalancılar, cazgırlar, zübükzadeler, menfaatçiler ve çakallar arasında gerçek kahramanları nasıl ayırt edebiliriz. Ülkemizin ana gündem maddesi kimler kahramandır ? Kimler haindir ?
Bu topraklarda yaşayan insanların mayasında bulunan yurt sevgisi , vatan sevgisi, toprak sevgisi , doğa sevgisi , din sevgisi, çevre sevgisi ve insan sevgisine karşı savaş açanların karşısına dikilen , merminin ,silahın , tankın , topun ,bombanın altında ölen insan kahramandır. Mili ve dini değerleri uğruna direniş gösteren canlar ve cananlar kahramandır. Bedenini beşeri, dini ve milli değerler uğruna tankların altına koyan insan kahramandır. Haram lokma yemeyen kahramandır. Devletin malını, yetimin hakkını, vakıf malını , kul hakkını yemeyen insan kahramandır. Bu hakların kendi oğullarından , çocuklarından ve kızlarından çıkacağını bildiği için harama el uzatmayan insan kahramandır. Gözünü tan ile , nefsini iman ile , vatanını can ile , bağımsızlığını kan ile yıkayan insan kahramandır. Mekke’nin Fatihleri , Bedrin mücahitleri , Malazgirt’in aslanları Anafartalar’ın ,Sakarya’nın ve Dumlupınar’ın, Çanakkale’nin Gabar’ın gözü dumanlı ve yüreği imanlı yiğitleri, Fatih’in ordusu kahramandır.
Bu ülkede yalancı pehlivanın , şirin görünen cazgırların cezbedici şarlatanların, çıkarcı kasılganın ve yalancı bezirganın sahte kahramanları insanları ve toplulukları bir süre aldatabiliyor. Kahramanlık zırhına bürünen en tehlikeli sahte kahramanların show gösterileri hiçbir zaman bitmez. Ülkesini ve devletini korumak için canlarını feda eden insanların üzerinden prim peşinde koşan demogoglar nasıl ortaya çıkıyorlar. Bu demogoglar ve fanatikler 15 temmuz gecesi hiç ortada yoktu. Sular bulanık akarken hiç biri ortada yoktu. Bunlar her nedense sular durulunca ortaya çıkıyorlar. Biz şunu çok iyi biliyoruz atların eşek klonladığı , kurtların sırtlan yavruladığı, aslanın buzağıladığı hiçbir zaman görülmemiştir.
Cinnet ile kahramanlık olmaz. Tesadüf ile yiğitlik olmaz. Zorlama ile şehitlik olmaz. Kahraman ana ve babaların kahraman evlatları olur. Kahraman dede ve nenelerin kahraman torunları olur. Burunları bir karış havada olan kurum ve kuruluşların, 15 temmuz gecesi suskun inlerinde bekleyişlerini gördük. Halkına protokol uygulayan kuruluşların kahramanlık ve direniş gösteren masum insanların üzerinden nasıl bir (U) dönüşü yaptıklarını görüyoruz. Bu kuruluşlar tankların önüne siper olmadılar . Sadece ölenlerin üzerine arı gibi kondular. Protokol kapılarından kovduğunuz insanlar o gün şehit oldular. Sizler sadece oturduğunuz yerden 17 temmuz itibariyle kınama mesajı yayımladınız. Sular durulunca ‘’çok yaşa Reis’’ diye meydanlara çıktınız. Bir çok kuruluşun din,dava, ülke ve millet aşkı böyle tecelli ediyor. Çünkü Kahramanlık inancın kazandığı bir zaferdir. Kahramanlık cesaretin bir ödülüdür. İnsanları kahraman yapan şey, onları ölümlere götüren dini ve milli sebeplerdir. Bu sebepler maalesef bir çok kuruluşların misyonunda ve vizyonunda yoktur. Kurtuluş savaşında olduğu 15 temmuz günü darbecilere karşı sokaklarda yürüyenler; elleri taşlı sopalı kadınlar ve çocuklardı. Kendi imkanlarıyla yolları kapatan insanlar, askerlerin üzerine korkmadan yürüyenler,kısacası çoğu asgari ücretle çalışan insanlar. Peki ,15 temmuz akşamı 15 yıldır bu ülkede nemalanan siyasetçiler, danışmanlar , fikir babaları ve iş adamları neden bu tankların önünde yoktu ? REİS canımız sana feda, diyenlerden kaç tane şehit siyasetçi var ? Bir tane dahi gösteremezsiniz. Şehitlerin hepsi sivil ve polislerdir. Devletin altının oyulduğundan ve birimlerinin içlerinin yok edilişinden habersiz olan bu siyasetçiler,danışmanlar, fikir babaları ve yağdanlık yapanların hepsini temizlemek milli bir görevdir. Bu ülkenin Sn. Cumhurbaşkanı’nın , Başbakan’ın ve Genelkurmay Başkanı’nın hiçbir şeyden habersiz olması ve çalışanlarının ihanet içerisinde olması korkunç bir durumdur. Osmanlı ve Cumhuriyet tarihimizde belki ilk defa yaşanan bir zaafiyettir. Tüm bunların sebebi ise ,cesaret ve yiğitlik örneği gösteremeyen, gerçekleri saklayan ve yağdanlık görevini en iyi şekilde yapan basiretsiz kişilerdir. Bu ülkenin Baş komutanını ; yarı yolda bırakan tüm sahte yüzlerin değiştirilmesi elzemdir. Onlar sahte gülücüklerle liderlerinin ayağını kaydırdılar. Liderlerini koruyamadılar. Görevlerini ihmal ettiler. Uhud Dağı’ndaki okçular gibi sadece ganimet peşine düştüler. Şehvete ve ganimete daldılar.Emirlere itaatsizlik yaptılar. Tüm idarecilere tavsiyem şudur : Boşalan tüm kadrolara ; sokaklara çıkan cesur ve yiğit insanları yerleştiriniz. En azından sizlere ihanet etmez ve sadık bir şekilde çalışırlar. Çalışamazlar ise, sizlere en azından dua ederler. Bu duada sizlere yeterlidir. Diğer taraftan kendi memleketlerinde tankların önüne yatamayan , ülkelerini koruyamayan , korkaklara verilecek ev yerine, kahraman milletimize TOKİ üzerinden ucuz ev verelim. Bu ev daha hayırlı olur. Bu darbenin kazananı millet kaybedeni tüm siyasetçilerdir. Bu ülkede millet darbelere ‘’HAYIR’’ barışa ‘’EVET’’ her zaman demiştir.