Bir gün fareler bir araya gelirler ve başlarına musallat olan bir kediden kurtulma planları yaparlar. Pek çok fikir öne sürülür. Hiç biri kabul görmez. En sonunda genç bir fare kedinin boynuna bir çan asmayı önerir. Böylece kedi kendilerine yaklaşırken, farkına varacak ve kaçabileceklerdir. Bu öneri fareler tarafından alkışlarla onaylanır. Bu arada, bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare ayağa kalkar ve bu önerinin çok zekice olduğunu, başarılı olacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir. “Fakat ” der. “Kafamı bir soru kurcalıyor. Aramızdan kim kedinin boynuna çan asacak? Tıpkı fareler gibi paralel kadro Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak için ve çanı Recep Tayyip Erdoğan’a asmak için bir çok toplantılar yapmışlar. Belli ki bu çanı asacak olan kişi Gülen olarak tayin edilmiş. Bu çanın nasıllığı ve niteliği hususunda tüm kurumlarımızın araçlarıyla, dış piyonlarla, maşalarla ve terör odaklarıyla irtibata geçilmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Türk Milleti bu kadar kalleş oyunla karşılaşmadı. Bu çanı asmak için farelerin en akıllısı Gülen çıkmıştır. 15 Temmuz gecesi kurulan tuzak milletimizin büyük bir direnişiyle yıkılmıştır.
Küresel lobilerle işbirliği yapan ve ülkesini satan tek iblis olarak Türk tarihine geçmiştir. Binlerce genç beyinleri aşılayarak kendi rotasına sokmuştur. Binlerce ailenin perişan olmasına neden olmuştur. Birçok aile perişan haldedir. Sonucunun tahmini zor ve kabul etmedikleri bir tuzak ve oyuna alet olmuşlardır. Türk halkının samimi duygularını istismar eden ve bu kuzgunun peşinden gitmek aptallık ve cahilliktir. İmam hatiplilerin varlığından yıllarca rahatsızlık duyan ve düşman olan bir insan ilim adamı olamaz. 28 Şubat darbe sürecine katkı veren aynı bu zihniyettir. 8 yıllık eğitime geçilmesine ve İ.H.L kapatılmasına sessiz kalan ve el altından destek veren bu iblistir. Hiçbir İ.H.L mezunu bunların yaptığı kirli oyunlara alet olmaz. Darbeyi desteklemez ve ülkesini satmaz. Din hizmeti altında casusluk, röntgencilik, hırsızlık, kumpas, şantaj, ahlaksızlık, haksızlık, kul hakkı gaspı ve aile mahremiyetlerini izleme gibi konularda ders almışlar.
Dinler arası diyalog ve hoş görü gibi safsatalarla ülkemizin gizli sırlarını düşmanlarımıza vermişler. Bu FETÖ mensuplarının DAEŞ, PYD ve PKK, batılı ülkelerin işbirliği ve ABD öncülüğünde bu darbe girişimine başvurmaları bunların dini bir cemaat olmadığının bir göstergesidir. Kökünü bu ülkeden alan ve meyvesini başkalarına satan bir yapıdır. Bu yapının liderinin Ebu Lehep, Abu Cehil, Firavun’dan bir farkı yoktur. İblisin tam kendisidir. Yurtdışındaki okullarda din hizmeti yerine Türkiye aleyhinde büyük bir kara propagandanın işbirliğine destek veriyorlar. Türkiye’nin itibarına, onuruna, şerefine gölge düşürecek eylemlerin içerisinde bulunuyorlar. Türkiye’de diktatör bir hükümetin olduğunu iddia ederek yıkılması gerektiğini ifade ediyorlar. Bu Güleni ifade etmek için besle kargayı oysun gözünü sözünün anlam kazandığı bir dönemdeyiz. Ülkemizin göz bebeği kurumlarına saldıran, bomba yağdıran böyle bir alçak bir daha inşallah bu topraklarda türemez. Türk tarihinin en büyük casusu bu yapıdır. Bunlar zındıklar gurubudur. Bunların birçoğu biat ehlidir.
Çünkü insanların zekat, fitre, yardım, himmet, sadaka gibi paraları toplayarak yurt dışlarında Müslüman olmayanlara hizmet etmiştir. Gayrı Müslümanların yetişmesine vesile olmuştur. Bunların kendi içlerinde yaptıkları evliliklerin hepsi şaibelidir. Bu ablaların ne tür evlilikler yaptıklarına dair ciddi iddialar vardır. Derinlemesine incelenmesi gereken temel konulardır. Din hizmeti altında zenginlerle yemek masalarında gezen ablaları milletimiz biliyor. Bu durum ne kadar dinle bağdaşıyor sorgulamak gerekiyor. Birbirlerinin gizli hallerini izleyerek sistemin içerisinde devamlılığı ön görmekle birlikte ayrıca sistemin yürümesi için hepsinin mahkum duruma düşmeleri çok düşündürücüdür. Sistemin içerisine giren bir şahsın bağımsız hareket etme şansı yoktur. Terk etmek istediğinde devreye şantaj, kumpas, izleme ve gizli haller devreye girmektedir. Kısacası dinle bir ilgisi olmayan bir sistemin hareket tarzı ortaya çıkıyor. Hedefleri ve idealleri uğruna her şeyi mubah gören bir yapıdır.